YELDA İPEKLİ
OTAKU

OTAKU

Uluslararası bir konferans için Japonyadaydım geçtiğimiz günlerde..

Ruhlarda ki komünizm, tarihin derinliklerine mühürlenmiş kültürle harmanlaşınca bambaşka duygularda yaşıyorsunuz Tokyo’yu.. Etkilendiğim çok şey oldu ama en çok, HAYATA KARŞI naif ve dik duruşları etkiledi. Asla kafa tutmak değil tamamen hayatla uyumlanmaktı yaptıkları.

Pazarlama Bilimi, insan odaklı, duygu tanımlı olmadığı sürece başarılı sonuçlara ulaşması mümkün olmayacak derinlikte bir bilim. Bence; Duygu ile matematiğin kesiştiği, analizle desteklenen bir kurgusu var. Yani sadece araştırmalar, istatistikler, bilançolar, kar-zarar yada yatırım tablolarının çok ötesinde insani değerlerin, beklentilerin stratejik planlarda bir bütünlük içinde tanımlanması gerekir.

Ülkemizde, henüz pazarlamanın sihirli gücünü keşfedememiş olmamızın temel sebebini krizlerin, şirketlerin var oluş telaşlarını arttırması ve uzun vadeli stratejik planlama ve yönetim felsefesine girmemelerinden kaynaklandığını düşünüyorum.

Pazarlama, stratejik olarak bakıldığında; ciddi bir araştırma ve şirket/marka hedeflerinin planlanması ve uygulama olarak ele alındığında; reklam, halkla ilişkiler, sosyal medya, müşteri ilişkileri vb hayata geçirilmesidir. Yani pazarlama ve satış asla aynı mantığa hizmet etmezler. Pazarlama, satış stratejilerini de belirleyip satışın daha etkin, kurumsal itibarı destekleyecek ve karlılığı arttıracak şekilde yapılmasını sağlar.Pazarlama sadece medyada yer almak çalışmaları olmadığı gibi, reklamdan ayrı da düşünülemez.

Tokyo da çok yoğun olarak bunları düşünmeme sebep olan şirketler ve yöneticiler tanıdım. Kendilerine özgü iş kültürleri ile sadece üretimde değil MARKA olmak ve MARKA YÖNETİMİ konusunda da Japonlar krizsiz iş hayatının sırlarını verir gibilerdi.

1-Hiyerarşi, karar verme konusunda hemen hemen yok gibi. Her çalışanın sahiplenmesi için işler, kararlar olabildiğince çok katılımlı toplantılarla alınıyor.
2-Her kararın işe dönüşmeden önce iş geliştirme/strateji/pazarlama grupları tarafından stratejik hedefleri belirleniyor iş yapış süreçleri tanımlanıyor
3-Sadece karlılık yada verimlilik yeterli değil sürdürülebilirlik, inovatif yöntemler ve itibar mutlaka her kararın her sürecin içinde bulunması gerekiyor.
4-Çalışmak sadece para kazanmak odaklı değil, sosyalleşmek , üretmek ve aidiyet duygularıyla birlikte önemli bir var oluş sebebi.
İncelenmesi gereken çok fazla çalışma prensibi var Japon iş kültüründe. Ben bir pazarlama uzmanı olarak bu 4 ne odaklandım.
Ama beni en çok etkileyen bir felsefeleri var ki, hayatımızın her alanında ve özellikle iş yaparken hissetmemiz gerektiğini düşünüyorum.

• Otaku; bir şeye hobiden öte, bağımlılıktan daha az ilgi duymak demek. Tutku kadar hırslı değil, aşk duymak kadar da romantik değil. İhtiyacımız yokmuş gibi ama onsuz olmazmışız gibi iş yapmak ne mucizevi bir anlam katar hayatımıza düşünsenize.