İSTANBUL Avcılar’da 1987’de “Ulukoç” adlı şirketiyle konfeksiyon üretimine girişen İsmail Koçali ve kardeşleri,1993’te şirketin adını Aster’e dönüştürdü.
2005 yılına kadar ABD’ye yönelik fason üretimle yoluna devam etti. Fiyat tutturmak zorlaşınca yönünü daha çok Avrupa ülkelerine çevirip, 2007’de kritik kararı verdi:
– Fason üretim yaptığımız dünya markalarının güvenini kazandık. Artık kendi tasarladığımız koleksiyonları onlara kabul ettirme zamanı.
Böylece fason üretimde parça başı fiyatını yükseltti:
– 5.5 dolara sattığımız bir ürünü, 5.5 Euro’ya satar hale geldik.
Aster Tekstil, kendi tesislerinde üretimle de yetinmedi:
– Dünyanın önde gelen markalarına hazırladığımız koleksiyonların üretiminin yüzde 70’i için 12-13 fason atölyesiyle çalışır olduk.
Derken Ahmet Aydın’ın Babaeski’deki fabrikasını 2010’da devralıp üretimi büyüttü. 2013’te de fason üretim yaptırdığı Erbaa’daki (Tokat) fabrikayı da sahibinin sıkıntıya girmesi üzerine aldı. Aster Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Koçali, 2011’de 35 milyon Euro olan ihracatının yarısını İngiltere’ye yaptığını dikkate alıp, Londra’da tasarım ofisi açtı:
– 7 tasarımcının çalıştığı bu ofisin yıllık maliyeti 500 bin pound dolayında.
Aynı tarihlerde bir karar daha verdi:
– Marks & Spencer, Esprit, TopShop, Sandra, Zara, Gerry Weber, H & M gibi ünlü marka ve zincirlere koleksiyon satıyoruz. Kendi markamızı yaratma zamanı geldi.
Marka Danışmanı Yelda İpekli’nin önderliğinde kardeşi Ali Koçali ve kardeşinin eşi Esin Koçali’nin de içinde bulunduğu ekip, marka için kolları sıvadı. İpekli, marka için iddialı formül önerdi:
– İşe tersten başlayalım. Önce yurtdışında mağaza açalım.
Ardından marka belirlendi:
– War The Robe (WRKıyafetlerin Savaşı).
İlk adres de arkadan geldi:
– İlk mağazayı Londra’da açalım.
War The Robe’un Westbourne Grove’da 3 milyon dolarlık yatırımla açılan mağazasına Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, eşi Zehra Büyükekşi, TİM eski Başkanı Oğuz Satıcı, İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Aksan Hukuk Bürosu’nun kurucusu Muhammed Aksan ve Ticaret Müşavirimiz Aytuğ Göksu ile birlikte gittik.
İsmail Koçali’ye sordum:
-Remzi Gür, Ramsey markasını Londra’da yarattı. Orada mağaza da açtı, ancak yürümedi. Neden Londra?
Yelda İpekli’yi işaret etti:
– Deli cesareti… İki deli bir araya gelince Londra’da karar kıldık.
İpekli, şu saptamaya dikkat çekti:
-“İtalyan tasarlar, Fransız ruh katar, İngiliz satar” denir. Avrupa’da kişi başı yıllık moda harcaması 700 Euro iken, Londra’da 900 Euro.İlk War The Robe mağazası, Londra’da yıllık 800 bin poundluk hedef koydu…
Arkasına Aster’in 70 milyon Euro’luk ihracat gücünü alan yeni markanın hedefi tutarsa, Berlin, Paris, Dubai ve
Shangai düşünülecek… Sonra Türkiye’ye sıra gelecek…
Hiç de kolay bir yolculuk değil…
– Tek mağaza olmaz devlet desteği alıp hemen 34’e çıkın
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Londra’daki ilk War The Robe mağazasında İsmail Koçali ve Yelda İpekli’yi
dinledikten sonra kendi grubu Ziylan’dan örnek verdi:
-İlk mağazayı 20 yıl önce Bağdat Caddesi’nde açtık. O mağazanın hedefi tuttunca yenilerini açacaktık. 2 yıl dayanabildik. Tek mağaza hataydı.
Şu anda 200 Flo, 200 de Polaris mağazasının olduğunu vurguladı:
-100 mağazaya ulaşana kadar hep zarar ettik. Çünkü, ölçek ekonomisini yakalayamadık.
Sonra önerisini ortaya koydu:
-Devletimizin marka, yurtdışı mağaza desteklerini arkanıza alın, Londra’da hızla 34 mağazaya çıkın. Yıllık ciro hedefiniz de 3 milyon pound olsun. Madem Londra’da mağaza açma riskini göze aldınız, riski biraz artırın, ölçeği tutturun.
Mağazanın aylık 20 bin pounda yakın kirasını anımsattı:
-Kiranın yarısını 5 yıl boyunca devletten alabileceksiniz. Bu size riski ve hedefi büyütme şansı yaratır.
Vahap Munyar
vmunyar@hurriyet.com.tr